Otel ve Tatil Rehberi

Otel ve Tatil Rehberi

Ege Bölgesi, Mavinin En Güzel Tonları

Ege

Yeşilin ve mavinin inanılmaz güzelliklerinin yanı sıra Ege kıyıları Hıristiyanlığın çok sayıda kilisesine, Meryem Ana Evi’ne ve Yahudilerin pırlanta üçgeninin bulunduğu tarihsel dinsel merkezlere de ev sahipliği yapmaktadır. Antik çağın çok önemli iki büyük medeniyeti Efes ve Bergama Ege kıyılarını var olmuştur.

Güneyden başlarsak önce yüzyıllar önce yüksek medeniyetlerin yollarının kesiştiği şirin Selçuk kasabası karşılar ziyaretçileri. Sonra çağının en büyük sanat ve kültür merkezi Efes... Pamucak’ı Seferihisar ve antik şehir Teos’un kalıntıları takip eder. İzmir’in en güzel limanlarından biri olan Çeşme, zengin konaklama olanakları ve su sporlarına olanaklı imbat rüzgarları ile konuklarını beklemektedir. Sonra Urla ve ülkemizin üçüncü büyük kenti “Güzel İzmir”e gelir sıra. İzmir’in şirin kasabası Foça, antik kent Phoka’nın yanı sıra Akdeniz fokları monocos’ların son sığınağı olarak da gözleri buraya çevirmektedir. Foça’yı antik çağın bir başka büyük medeniyeti Bergama karşılar. Bergama’dan şirin tatil merkezleri olan Dikili ve Çandarlı’ya ulaşmak çok kolay.

 

Akdeniz’in Ege ile birleştiği en güzel koylar Fethiye’de şekillenir. Tarihteki adıyla Termessos ve adı gibi sakin ve sessiz bir koy olan Ölüdeniz muhteşem bir coğrafya sergiler. Deniz turizmi sektörü, Akdeniz’den başlayarak özellikle Ege kıyılarında hayat bulmaktadır. Fethiye’den başlayan rota Göcek, Marmaris, Bozburun, Datça, Bodrum ve Kuşadası’na doğru devam eder.

 

Koy üzerine inşa edilmiş, çam ağaçları ile desteklenmiş dağların gölgesindeki Marmaris, su sporları ve yatçılık için ideal merkezlerden biridir. Coğrafya bilgini Strabon’un “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olması için Datça’ya gönderir” diye tanımladığı, Gökova Koyu ile Akdeniz arasında sınır oluşturan Datça Yarımadası’nın yarısı Akdeniz’e yarısı Ege’ye bakmaktadır. Eski adıyla Knidos, adeta bir oksijen çadırıdır.

Bodrum, Herodot’un deyimi ile “Dünyanın en güzel gökyüzüne ve en iyi iklimine sahip”tir. Ege kıyıları boyunca körfezler ve yarımadalar, koylar ve altın plajlar peş peşe sıralanır. Yüzyıllar boyunca sayısız mitolojik olaylarla iç içe yaşamış bu bölge, adım başına tiyatrolar, tapınaklar ve agoraları ile ünlü antik kentlerin diyarıdır.

Bodrum; romanlara konu olmuş gözüpek sünger avcıları, bembeyaz badanalı evleri ve pencerelerden sarkan mor begonvilleri, masmavi koyları, günün ilk ışıklarına kadar sürecek doyumsuz eğlenceleri ile bir yeryüzü cennetidir adeta.

Adını doğal kanallar üzerinde yüzyıllardır yapılan dalyan balıkçılığından almış olan Dalyan, Kaunos antik kentinin yanı sıra soyu tükenmekte olan Caretta Caretta kaplumbağalarının rastlandığı son kumsallardan biri olan doğa İztuzu kumsallarıyla da dikkat çekicidir.

Antik Didyma kentinin sahilindeki Altınkum adına yakışır bir doğal güzellik sunan Didim, kültür meraklıları için son derece çekici bir bölge oluşturur. Antik Çağ’ın üç büyük kenti; Didyma, Priene ve Miletos ile Athena ve Apollo Tapınağı, eski tiyatro ve ilk kent planlamacısı Hippodamos’un 2500 yıl önce tasarladığı kentin evleri özellikle ilgi çekicidir.

Batılıların belki de Türkiye’de ilk keşfettikleri tatil yöresi olan Kuşadası ya da diğer adıyla Güvercinada, Türkiye’nin Cote D’azur’u olarak tanınırdı.
Pamukkkale (Hierapolis) dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayan, göz kamaştıran beyazlığı ve taşlaşmış kaleleri sıradışı bir doğa harikasıdır. Çevresindeki kaplıca otelleri ve antik kent Aphsrodisias ve Colossae’nin kalıntıları ile çok özgün bir coğrafya oluşturan Pamukkale, termal turizmin yanı sıra inanç turizminde de önemli bir talep yaratmaktadır.

 

 

 

 

Gezi
Gastronomi Durakları
Etkinlik